Köreltmek ne demek örnek?
1. Körelmesine yol açmak: Takıntıları ve önyargıları onun gönül gözünü köreltmiş olabilir miydi? (Buket Uzuner). 2. mec. Değerini, önemini, yeteneğini kaybettirmek, sönükleştirmek: Kaygı, keşfetme isteğini körelten bir şeydir (Bebeğim ve Biz).
1. Körelmesine yol açmak: Takıntıları ve önyargıları onun gönül gözünü köreltmiş olabilir miydi? (Buket Uzuner). 2. mec. Değerini, önemini, yeteneğini kaybettirmek, sönükleştirmek: Kaygı, keşfetme isteğini körelten bir şeydir (Bebeğim ve Biz).