Küba Krizinin Yaşanması Yumuşama Döneminde Midir ?

Ayhan

Faydalı
Faydalı
28 Ağu 2023
3,596
0
0
Küba Krizi ve Yumuşama Dönemi: Tarihsel Bir İnceleme



Giriş



Küba Krizi, 1962'de ABD ve Sovyetler Birliği arasında patlak veren ve nükleer savaş tehlikesini beraberinde getiren önemli bir dönüm noktasıdır. Ancak, bu kriz döneminin Yumuşama Dönemi ile ilişkisi üzerine tartışmalar bulunmaktadır. Yumuşama Dönemi (Détente), Soğuk Savaş'ın erken dönemlerinde, özellikle 1960'ların sonlarına doğru ve 1970'lerde meydana gelen bir süreçtir. Bu makalede, Küba Krizi'nin Yumuşama Dönemi içinde mi yoksa bu dönemin dışında mı yaşandığını anlamak için tarihi bağlamı detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.



Yumuşama Dönemi: Tanım ve Kapsam



Yumuşama Dönemi, Soğuk Savaş'ın gerilimlerini azaltma çabası olarak tanımlanabilir. Bu dönem, özellikle 1960'ların sonlarından itibaren başlamış ve 1970'lerde daha belirgin hale gelmiştir. Yumuşama, ABD ve Sovyetler Birliği arasında diplomatik ilişkilerin iyileştirilmesi, nükleer silahların sınırlandırılması ve iki ülke arasında daha düzenli ve açık bir iletişim kanalının kurulması gibi unsurları içerir. Bu bağlamda, 1963'te imzalanan Sıcak Savaşın Test Edilmesinin Yasaklanması Antlaşması (Partial Nuclear Test Ban Treaty) ve 1972'deki SALT I (Stratejik Silahların Sınırlandırılması) anlaşmaları önemli adımlardır.



Küba Krizi ve Yumuşama Dönemi Arasındaki İlişki



Küba Krizi, 1962'de meydana geldiğinde, Yumuşama Dönemi henüz başlamamıştı. Kriz, 1962 Ekim ayında Sovyetler Birliği'nin Küba'ya nükleer füzeler yerleştirdiğinin ortaya çıkmasıyla patlak verdi. ABD'nin bu durumu tespit etmesinin ardından iki süper güç arasında gergin bir gerilim yaşandı. Kriz, nükleer savaş riskini artırarak uluslararası ilişkilerde ciddi bir belirsizlik yarattı.



Bu dönemdeki tansiyon, Soğuk Savaş'ın karakteristik özelliklerini taşıyordu: iki taraf arasındaki ideolojik, askeri ve politik rekabet üst düzeydeydi. ABD'nin, Küba'ya füze yerleştirilmesi karşısında aldığı sert tavır ve Sovyetler Birliği'nin bu füzeleri geri çekme yönündeki tavizleri, bu döneminin tam anlamıyla Yumuşama Dönemi'nden önce gerçekleştiğini göstermektedir. Yumuşama Dönemi'nin başlangıcı, genellikle Küba Krizi'nin sona ermesinden sonra kabul edilir.



Küba Krizi Sonrası Yumuşama Dönemi



Küba Krizi'nin sona ermesinin ardından, iki süper güç arasındaki ilişkilerde bir değişim gözlemlendi. Kriz, hem ABD hem de Sovyetler Birliği için nükleer savaşın ne denli yıkıcı olabileceğini açıkça gösterdi. Bu durum, iki ülkenin de diplomatik yollarla sorunlarını çözme ihtiyacını fark etmesine neden oldu. Bu farkındalık, Yumuşama Dönemi'ne geçişi hızlandırdı.



1963'te imzalanan Sıcak Savaşın Test Edilmesinin Yasaklanması Antlaşması, nükleer silahların atmosfer, uzay ve su altı testlerinin yasaklanmasını öngörüyordu. Bu antlaşma, Küba Krizi'nin etkilerinin ve nükleer silahların sınırlanması gereksiniminin bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, 1969'da başlayan Stratejik Silahların Sınırlandırılması (SALT) müzakereleri ve 1972'deki SALT I anlaşması, Yumuşama Dönemi'nin bir parçası olarak kabul edilebilir. Bu anlaşmalar, silahlanma yarışını kontrol altına alma ve iki ülke arasındaki gerginlikleri azaltma çabalarını içeriyordu.



Sonuç ve Değerlendirme



Sonuç olarak, Küba Krizi Yumuşama Dönemi'nin bir parçası olarak değerlendirilmemelidir. Kriz, Soğuk Savaş'ın yüksek gerilimli dönemine ait bir olay olarak kabul edilir. Ancak, bu kriz sonrasında yaşanan gelişmeler, iki süper gücün uluslararası ilişkilerdeki gerilimleri azaltma çabalarına yön verdi ve Yumuşama Dönemi'ne geçiş sürecini hızlandırdı. Küba Krizi'nin ardından ortaya çıkan diplomatik ve askeri anlaşmalar, Yumuşama Dönemi'nin belirgin özelliklerini taşır ve bu sürecin gelişimine katkıda bulunmuştur. Bu nedenle, Küba Krizi'nin öncesi ve sonrası, Yumuşama Dönemi'nin başlangıcını ve ilerleyişini anlamak açısından kritik bir bağlam sunmaktadır.