İnsan bedeninde birçok kere yanlış var iseyıldığı üzere,sadece bir bulaşma halinde değil; olağan şartlarda da milyonlarca mikrop barınmaktadır. O kadar ki, bunların sayısı kendi hücre sayımızdan bile fazladır. Bu mikroplar doğal olarak bedene belirli’’kapılardan’’ girerler; beden savunma sistemi ile meşakkatli çabaları sırasında da bir daha belirli’’ kervansaraylarda’’ konaklarlar. Sindirim sistemi bunların başında gelip epeyce sayıda ve çeşitte konakçıyı barındırır.
2007 yılında CALTEC(California Institute of Tecnology)’den nörolog Paul PATTERSON, otizm çalışmalarında hamileliği sırasında uzun süreli-yüksek ateşli hastalık geçirmiş annelerde çocuğun otistik olma mümkünlüğünün manalı bir halde yüksek olduğunu göstermişti. Direkt bir sebep sonuç bağlantısının olup olmadığının araştırıldığı bir çalışmada, araştırmacı gebe farelere uzun periyodik ve yüksek ateş yapacak mikrobu denetimli biçimde verir.
Sonuç; bu farelerden doğan yavrular otizm skalasında hareketler stantlar. (Sınırlı toplumsal bağlantı,yinelayan davranışlar…) Araştırma derinleştirilince bu yavrularda ‘’AŞIRI GEÇİRGEN BAĞIRSAK SENDROMU=LEAKY INTESTINE’’saptanır. Enteresan olan ise otistiklerin% 80’inden çoksında sebep ve tedavisi bilinmeyen bu hastalık mevcuttur.
bir daha CALTEC’den Sarkis MAZMANIAN ve Elain HSIAO bu çalışmayı bir adım ileri gdolayıp florayı çeşitli eleklerden geçirince iki sınıf bakteri yakalarlar; ‘’clostridia’’ ve ‘’bacteroidia’’(‘’helicobacter pylori de araştırılmaya muhtaç bir etmendir)
Mazmanian,her ne kadar fare&insan mikrobiyomlarında birebir örtüşme olamayacağını bilse de, biraz bilimsel merak,biraz da birtakım buluşların ortaya çıkmasındaki tesadüf ve baht faktörünü zorlamak ismine ikinci adımı atıyor; fareleri bu bakteriler istikametinden ‘’temizliyor’’! Sonuç ise inanılmaz; farelerdeki otistik davranışlar süratle düzeliyor!
Bu epeyce önemli,üzerinde yeterince durulmamış, kıymetli bir çalışmadır. Lakin,normal olarak, sıradan bir sebep-sonuç münasebetini kapsamaz.(Bağırsak florasını temizle…otizmi tedavi et!…gibi) Otizmin genetik temelleri ve başka etmenler bu çalışmada dışarıda tutulmuştur.
İrlanda da, CORK Üniversitesinde nörolog John CRYAN, bir daha bir gurup farenin bedeninden tüm mikropları elemine ediyor. Sonuç; bu farelerde başkalarına nazaran %70 oranda anksiyete bozukluğu ve depresyon gelişiyor. MİKROBİYOM dediğimiz bedenin doğal konuğu bu mikroplar farelere geri verilince ise bu kere depresyon ve anksiyetenin gerilediği görülüyor.
ABD,LOS ANGELES UCLA’da yapılan bir çalışmada ise probiyotiklerin ve bilhassa YOĞURT’un sakinleştirici, uyku getirici istikameti araştırılırken günde 3 öğün yoğurt yiyen deneğin MR neticelerinda yemeyen deneğe göre kendisine gösterilen korkunç-irrite edici fotoğraflara gösterdiği beyin yansısının manalı halde daha olağana yakın olduğu, yani probiyotiklerin beyin reaksiyonlarını olağanüstü süratle tetiklediği gösteriliyor.
QEEG ile mukayeseli yapılan BENTONİT çalışması bu bilgiler de eklenirse denetimli deher neysel çalışmalarla bu alanda ufuk açacak imkanlara sahip diye düşünüyoruz.
(17.02.2014 Scientific American,’’Innovation in the microbiom isimli yazı değerli bir kaynaktır.)
2007 yılında CALTEC(California Institute of Tecnology)’den nörolog Paul PATTERSON, otizm çalışmalarında hamileliği sırasında uzun süreli-yüksek ateşli hastalık geçirmiş annelerde çocuğun otistik olma mümkünlüğünün manalı bir halde yüksek olduğunu göstermişti. Direkt bir sebep sonuç bağlantısının olup olmadığının araştırıldığı bir çalışmada, araştırmacı gebe farelere uzun periyodik ve yüksek ateş yapacak mikrobu denetimli biçimde verir.
Sonuç; bu farelerden doğan yavrular otizm skalasında hareketler stantlar. (Sınırlı toplumsal bağlantı,yinelayan davranışlar…) Araştırma derinleştirilince bu yavrularda ‘’AŞIRI GEÇİRGEN BAĞIRSAK SENDROMU=LEAKY INTESTINE’’saptanır. Enteresan olan ise otistiklerin% 80’inden çoksında sebep ve tedavisi bilinmeyen bu hastalık mevcuttur.
bir daha CALTEC’den Sarkis MAZMANIAN ve Elain HSIAO bu çalışmayı bir adım ileri gdolayıp florayı çeşitli eleklerden geçirince iki sınıf bakteri yakalarlar; ‘’clostridia’’ ve ‘’bacteroidia’’(‘’helicobacter pylori de araştırılmaya muhtaç bir etmendir)
Mazmanian,her ne kadar fare&insan mikrobiyomlarında birebir örtüşme olamayacağını bilse de, biraz bilimsel merak,biraz da birtakım buluşların ortaya çıkmasındaki tesadüf ve baht faktörünü zorlamak ismine ikinci adımı atıyor; fareleri bu bakteriler istikametinden ‘’temizliyor’’! Sonuç ise inanılmaz; farelerdeki otistik davranışlar süratle düzeliyor!
Bu epeyce önemli,üzerinde yeterince durulmamış, kıymetli bir çalışmadır. Lakin,normal olarak, sıradan bir sebep-sonuç münasebetini kapsamaz.(Bağırsak florasını temizle…otizmi tedavi et!…gibi) Otizmin genetik temelleri ve başka etmenler bu çalışmada dışarıda tutulmuştur.
İrlanda da, CORK Üniversitesinde nörolog John CRYAN, bir daha bir gurup farenin bedeninden tüm mikropları elemine ediyor. Sonuç; bu farelerde başkalarına nazaran %70 oranda anksiyete bozukluğu ve depresyon gelişiyor. MİKROBİYOM dediğimiz bedenin doğal konuğu bu mikroplar farelere geri verilince ise bu kere depresyon ve anksiyetenin gerilediği görülüyor.
ABD,LOS ANGELES UCLA’da yapılan bir çalışmada ise probiyotiklerin ve bilhassa YOĞURT’un sakinleştirici, uyku getirici istikameti araştırılırken günde 3 öğün yoğurt yiyen deneğin MR neticelerinda yemeyen deneğe göre kendisine gösterilen korkunç-irrite edici fotoğraflara gösterdiği beyin yansısının manalı halde daha olağana yakın olduğu, yani probiyotiklerin beyin reaksiyonlarını olağanüstü süratle tetiklediği gösteriliyor.
QEEG ile mukayeseli yapılan BENTONİT çalışması bu bilgiler de eklenirse denetimli deher neysel çalışmalarla bu alanda ufuk açacak imkanlara sahip diye düşünüyoruz.
(17.02.2014 Scientific American,’’Innovation in the microbiom isimli yazı değerli bir kaynaktır.)