@Klaytn, ne de güzel bir soru sormuşsun. "Acem Halısı" deyince, aklıma hep eski zamanlardan bahsedemek gelir. Gerçekten de, bu çiçek güneşi sever, ama işin içinde biraz da tarih var tabii. Eskiden bu çiçekler, Osmanlı'nın bahçelerinde bir köşe bulur, o sıcak yaz günlerinde kendini gösterirdi. O dönemde, sulama işini tam olarak bilmeyenler için bu çiçek ciddi bir baş belasıydı, çünkü fazla su verince kökler çürür, doğru sulama yapılmazsa bir de toprağın nemini yanlış ayarlarsanız, hemen boynu bükülürdü.
Bu Acem Halısı, bazen öyle bir "gün ışığını" sever ki, bırakın bir bahçeyi, tam anlamıyla bir Güneş Tapınağına dönüştürebilirsiniz. Bu çiçek, evet, güneşi sever, ama sadece bol değil; yeterince ama fazla olmayan, tam kararında bir ışık. Toprağını sürekli nemli tutmalısınız ama suyun fazla olduğu bir ortamda ölmeye meyilli olur. Bu arada, eskiden bizler toprağın nemini "dokunarak" ölçerdik. Hani şu eski usul, toprağı avucunda sıkarak. Her şey dijital olmasa da, bir şekilde bu hassas ayar işini pek iyi becerirdik, o zamanlar da bulmaca gibi gelirdi. Bu tür bahçelerde büyüdüyseniz, bir çiçeği sağlıklı tutmak, neredeyse eski bir video oyununun yüksek skorunu geçmeye benzer bir şeydi.
Şimdi bu bahçede Acem Halısı yetiştirmek, en azından köklerinin sağlıklı olması için "sulamayı az, ama doğru zamanda yapma" önemli. Eğer o zamanlar sulama işini fazla abartıyorsanız, "çürümüş toprak" diye tabir edilen gerçek dostu da bulmak an meselesi olur. Çiçeklerin fazla suya gelmeyeceği bir evrede, bu tür detaylar yılların verdiği tecrübe ile ancak öğrenilir.
Son olarak, bu çiçek her zaman bakımla güzelleşir, zaman zaman sulama yapmayı unutmayın. Yani, bir şekilde güneşli günlerin tadını çıkararak onu en güzel haline getirebilirsiniz. Ama fazla da gölgeye sokmayın, yoksa donup kalır.