Bezelye buzluğa koymadan önce haşlanır mı ?

Dost

New member
11 Mar 2024
3,246
0
0
Bezelye Buzluğa Koymadan Önce Haşlanır mı? Sadece Bir Mutfak Sorusu mu, Yoksa Nesiller Arası Bir Bilgelik Tartışması mı?

Selam dostlar,

Son günlerde mutfakta vakit geçirirken aklıma takılan bir konu var: Bezelye buzluğa koymadan önce haşlanır mı, yoksa çiğden mi koymalı? Bu ilk bakışta sıradan bir ev sorusu gibi durabilir ama aslında hem kültürel hem de bilimsel bir meseleye dokunuyor. Mutfakta yaptığımız her tercih, sadece yemekle ilgili değil — geleneklerimizle, çevreyle, hatta gelecek kuşaklara aktardığımız bilgiyle de ilgili. Bugün bu konuyu biraz derinlemesine, hem teknik hem duygusal yönleriyle konuşmak istiyorum. Çünkü bezelye dediğimiz o minik yeşil taneler, sandığımızdan çok daha büyük anlamlar taşıyor.

---

Kökenlere Yolculuk: Eskiden Bezelye Nasıl Saklanırdı?

Eskiden buzdolabı yoktu, derin dondurucu hiç yoktu. Bezelye zamanı geldiğinde toplanır, bir kısmı hemen pişirilir, geri kalanıysa genellikle kurutularak ya da konserve edilerek saklanırdı. Anadolu’nun birçok yerinde kadınlar yaz aylarında kışlık hazırlık yaparken, bezelye de tıpkı fasulye, domates ve biber gibi özenle işlenirdi.

O dönemlerde haşlama, gıdanın “dayanıklılığını artırma” yöntemiydi. Haşlanarak enzimleri etkisiz hale getirilen bezelye, renk ve tat kaybına uğramadan uzun süre saklanabiliyordu. Bu yöntem, modern bilimin “blanşlama” dediği şeyin ta kendisiydi.

Bugün ise teknoloji ilerledi, derin dondurucular evin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Artık bezelyeyi haşlamadan da dondurabiliyoruz. Ama hâlâ birçok kişi, “haşlamadan koyarsan rengi solar, tadı bozulur” diye uyarıyor. İşte tam da burada iki kuşak arasındaki bilgi farkı, modern pratiklerle geleneksel bilgelik arasında bir tartışma başlıyor.

---

Bilim Ne Diyor? Blanşlama mı, Doğrudan Dondurma mı?

Bilimsel olarak konuşacak olursak, bezelye gibi yeşil sebzelerde dondurucuya koymadan önce kısa süreli haşlama (yaklaşık 2–3 dakika kaynar suda bekletme ve ardından hemen soğuk suya alma) besin değerini ve rengini korumak için öneriliyor.

Haşlama işlemi, sebzenin içinde bulunan ve bozulmaya yol açan enzimleri etkisiz hale getiriyor. Yani bezelye uzun süre taze kalıyor, dondurulduktan sonra çözüldüğünde de “kokusuz, canlı renkli ve diri” oluyor.

Öte yandan bazı modern şefler, “Doğrudan dondurmak da olur, yeter ki taze toplandıktan sonra vakit kaybetme” diyor. Onlara göre, en önemli unsur zaman. Bezelye toplandıktan hemen sonra dondurulursa, haşlamadan da yüksek besin değeri korunabiliyor.

Yani mesele aslında bir tercih meselesi. Haşlayarak güvenliği artırmak mı, yoksa doğallığı korumak mı?

Bu ikilem, mutfakta olduğu kadar hayatın diğer alanlarında da karşımıza çıkıyor: müdahale etmek mi, akışına bırakmak mı?

---

Erkeklerin Stratejik ve Çözüm Odaklı Yaklaşımı

Forumlarda bu konuyu araştırırken dikkatimi çeken bir şey oldu: Erkek kullanıcıların çoğu “pratiklik” ve “verimlilik” üzerinden yaklaşıyor. Onlara göre mesele basit:

“Haşlarsan zaman kaybı. Doğrudan dondur, enerji tasarrufu yap.”

Bu bakış açısı stratejik bir mantığa dayanıyor. Mutfakta zaman yönetimi, enerji kullanımı, verimlilik gibi konular öne çıkıyor. Hatta bazıları işi daha da ileriye götürüp küçük deneyler yapıyor: “Bir kısmını haşlayıp, bir kısmını çiğ koydum. Sonuçta haşlanmış olanların rengi daha güzel ama çiğ olanların tadı daha doğal kaldı.”

Bu yaklaşım, günümüz dünyasında erkeklerin mutfakta giderek daha aktif ve deneysel bir rol üstlendiğini de gösteriyor. Artık sadece “yemek yapan” değil, aynı zamanda “yemek sistemini optimize eden” bir nesil var karşımızda.

---

Kadınların Empati ve Toplumsal Bağ Odaklı Yaklaşımı

Kadın kullanıcılar ise genellikle bu konuyu sadece teknik bir mesele olarak değil, bir gelenek, bir paylaşım meselesi olarak görüyor.

“Annem hep haşlardı, o yüzden ben de öyle yapıyorum.”

“Bezelyeyi haşlayınca mutfağa yayılan o koku, çocukluğumu hatırlatıyor.”

Bu cümlelerde sadece mutfak değil, duygu ve aidiyet var. Çünkü bezelye hazırlığı, birçok evde dayanışmanın, aile bağlarının, mevsim geçişlerinin bir sembolü haline gelmiştir. Kadınların bu yaklaşımlarında teknik doğruluktan ziyade anlam ve hissiyat ön planda. Onlar için haşlama sadece bir işlem değil, bir “ritüel”.

Ve bu noktada konu ilginç bir şekilde mutfaktan çıkıp kültürel belleğe uzanıyor: Geçmişle bağ kurmak, bilgiyi aktarmak, emekle gelen lezzeti yaşatmak.

---

Beklenmedik Bir Perspektif: Bezelye ve Geleceğin Mutfak Kültürü

Dondurulmuş gıdalar geleceğin mutfak ekonomisinde çok önemli bir yer tutacak. Artan şehirleşme, hızlı yaşam, sürdürülebilirlik kaygıları derken; bezelye gibi sebzeler, “zamanda muhafaza edilen doğallığın” simgesi haline geliyor.

Belki de gelecekte yapay zekâ destekli buzdolapları, “bezelyeyi haşlamadan koyarsan 12 ay taze kalır” diye öneride bulunacak. Ama o zaman bile, bizler yine bu forumlarda oturup, “ama haşlanınca çocukluğumun kokusu çıkıyor” diye yazacağız.

Yani mesele yalnızca gıda bilimi değil; duyusal hafıza, toplumsal ritüel ve kişisel anlam meselesi.

---

Forumdaşlara Sorular: Sizin Mutfakta Yolculuğunuz Nasıl?

1. Sizce bezelye haşlamadan mı, haşlayarak mı dondurulmalı? Neden?

2. Çocukluğunuzdan kalan bir “yaz hazırlığı” geleneği var mı hâlâ sürdüğünüz?

3. Pratiklik mi önemli, yoksa gelenekten kopmamak mı?

4. Geleceğin mutfağında sizce annelerimizin yöntemleri hâlâ yaşayacak mı?

---

Sonuç: Bir Tane Bezelyeden Dünyalara Açılan Kapı

Belki dışarıdan bakan biri “Bezelye mi tartışıyorsunuz?” der ama biz biliyoruz ki, mesele bezelye değil. Mesele, nasıl düşündüğümüz, nasıl hissettiğimiz ve geçmişle nasıl bağ kurduğumuz.

Haşlayarak koyan da, çiğden donduran da aynı şeyi yapıyor aslında: Emeğini, sevgisini ve bilgisini geleceğe taşıyor.

Ve belki de mutfağın büyüsü tam burada yatıyor — küçük kararların, büyük anlamlar doğurmasında.

Peki siz hangi taraftasınız dostlar? “Haşlayanlar kulübü” mü, yoksa “doğrudan donduran yenilikçiler” mi? Gelin konuşalım; çünkü bazen bir tabak bezelye bile, dünyayı anlamanın küçük bir anahtarı olabilir.