Reaya Sınıfı Kimlerdir ?

Emrah

Faydalı
Faydalı
28 Ağu 2023
505
0
0
Reaya Sınıfı Kimlerdir? Bir Köyün Hikâyesinden Yansıyan Gerçekler

Selam sevgili forumdaşlar,

Bugün size tarih kitaplarında kısa bir tanım olarak geçip giden ama aslında hayatın içinden bir hikâyeyi anlatmak istiyorum. “Reaya sınıfı kimlerdir?” diye sorsak, çoğumuz “Osmanlı’da vergi veren halk” der geçeriz. Ama ben size o halkın nefesini, ekmeğini, yorgunluğunu, umudunu anlatmak istiyorum. Çünkü tarih sadece padişahların değil; sabahın ayazında tarlaya gidenlerin, ekmeğini toprağın kokusuyla yoğuranların da hikâyesidir.

Bu hikâyenin kahramanları ise biri stratejik düşünen, çözüm arayan bir adam; diğeri kalbiyle gören, empatisiyle yaşayan bir kadındır. Ve onların arasında, sessiz ama derin bir halk vardır: reaya.

---

Bir Köy, Bir Çift, Bir De Devlet

Osmanlı’nın kalabalık şehirlerinden uzakta, toprağın kokusunun insanın derisine sindiği küçük bir köyde başlar hikâyemiz.

Ali, köyün genç ama dertli çiftçisidir. Zekidir, hesap kitap bilir, “bir gün bu tarlaları nasıl verimli yaparım” diye düşünen, çözüm odaklı bir adam.

Eşi Zeynep ise bambaşkadır. Her sabah, Ali’nin sabanını hazırlarken gökyüzüne bakar ve “bugün de rızkımızı bereketle ver Ya Rab” der. Ali toprağa planla yaklaşır, Zeynep duayla.

Köy, Osmanlı’nın reaya sınıfına dâhil insanlarla doludur. Yani halktırlar, ama devletin gözünde aynı zamanda üretim çarkının dişlisidirler. Tarlalarını ekerler, vergilerini öderler, bazen padişahın adını bilmeden, ama onun adaletine inanarak yaşarlar.

Ali bir gün defterini açtı, rakamları yazmaya başladı:

— Zeynep, bu yıl öşür vergisiyle birlikte yine geçim zor olacak. Eğer üretimi artırmazsak…

Zeynep sözünü kesti:

— Ali, hesap etmeden önce bir nefes al. Toprak bazen sayı değil, sabır ister.

---

Reaya Olmak: Sadece Vergi Veren Halk mı?

Birçok tarihçi reaya sınıfını “vergi veren köylüler” olarak tanımlar. Ama reaya demek aslında “korunan” demektir.

Devlet onları korur, onlar da devlete üretimleriyle güç verir. Fakat gel zaman git zaman bu denge bozulur.

Bir sabah, köyün kadısı elinde fermanla geldi:

— Bu yıl yeni bir vergi uygulanacak, padişahın emridir.

Ali’nin gözleri doldu.

— Yine mi bizden alacaklar Zeynep? Bizim artık verecek gücümüz kalmadı.

Zeynep sessizce başını eğdi.

— Belki de bu topraklar sadece buğday değil, sabır da yetiştiriyor Ali.

İşte reaya olmak buydu:

Toprağı işlerken devlete de, zamana da güvenmek zorundaydılar.

Bir yandan haklarını arayacak kadar bilinçli, öte yandan huzuru koruyacak kadar sabırlıydılar.

---

Erkeklerin Akıl Yolu, Kadınların Kalp Yolu

O yıl kıtlık başladı. Ürünler azaldı, vergi yine ağırdı.

Ali aklını kullanarak çözüm aradı:

— Eğer köy birleşirse, tarlaları ortak işleriz. Sulama kanalı açarız, daha fazla üretim olur.

Köylülerden bazıları ona güldü:

— Devletin işine akıl mı veriyorsun Ali?

Ama Zeynep, o gülüşlerin ardındaki korkuyu gördü. Kadınlarla oturdu, konuştu:

— Korkmayın, Ali haklı. Toprak bizi ayırmaz, biz toprağı paylaştıkça büyürüz.

Erkekler stratejiyle yaklaştı, kadınlar ilişkiyle.

Ve o köy, tarih kitaplarında küçük bir dipnot olsa da, dayanışmasıyla büyük bir iz bıraktı.

---

Bir Reaya Kadınının Mektubu

Aylar sonra Zeynep, bir mektup yazdı. Padişaha değil, zamana:

> “Biz reaya halkı olarak kimseye kızmadık. Biz toprağı sevdik, sabanımızı taşıdık.

> Bize alın terinden vergi kestiler ama biz gene de dua ettik.

> Çünkü biliyoruz ki adalet bir gün gelir, toprağın altındaki tohum gibi.”

Bu satırları duyan Ali, sessizce karısının elini tuttu.

O an anladı ki, devletin hesap ettiği halkla, Zeynep’in yaşadığı halk aynı değilmiş.

Birinde rakamlar, diğerinde hikâyeler varmış.

---

Reaya’nın Sessiz Gücü

O köy halkı, yıllar geçtikçe büyüdü.

Reaya sınıfı sadece “vergisini veren” değil, aynı zamanda “ülkesini ayakta tutan” insanlar olduklarını gösterdi.

Bir fermanla değil, sabanla. Bir emirle değil, emekle.

Ali’nin açtığı sulama kanalı köyün simgesi haline geldi.

Zeynep’in kadınlarla kurduğu dayanışma ise köydeki yürekleri birleştirdi.

Birlikte hem toprağı hem birbirlerini yeşerttiler.

Reaya, tarihin gözünde belki alt sınıftı ama insanlığın gözünde “asil bir sabır” sınıfıydı.

---

Forumdaşlar, Sizce Reaya Kimdir Gerçekten?

Sevgili forumdaşlar, belki hepimiz bir yanıyla hâlâ reayayız.

Birilerinin kararlarıyla yaşayıp, kendi emeğimizle hayatta kalmaya çalışıyoruz.

Ama reaya olmak sadece “boyun eğmek” değildir.

Bazen sessizce üretmek, bazen birlikte direnmek, bazen de Zeynep gibi kalpten inanmak demektir.

Siz ne düşünüyorsunuz?

Reaya, sadece tarihte kalmış bir sınıf mı? Yoksa bugün hâlâ içimizde yaşayan bir kavram mı?

Belki de hepimiz birer Zeynep ve Ali’yiz; biri aklıyla, diğeri kalbiyle ayakta duran.

Köyün hikâyesi bitti belki, ama onların sesi hâlâ toprağın altından duyuluyor:

“Biz reayayız; alın terinden adalet, sabırdan umut yaratırız.” 🌾